Rosa, oyun yazarlığına yönelmek isteyen ancak ergenliğe yaklaşan iki kız çocuğunun geçimini sağlama, çevreci ve antropolog kocasının dışında eve para getiren kişi olma zorunluluğu yüzünden istemediği bir işi yapan bir eş ve bir annedir. Rosa’nın da hayatta pek çok kadından beklendiği gibi kendisine verilen anne, iyi evlat, iyi bir eş, bağımsız ve kariyer sahibi başarılı kadın rollerinin altından başarıyla kalkması beklenir. Rosa hayatta yapmak istedikleri için kendini sıkışmış hissederken annesi Clarice’in itirafı ile iyice sarsılır. Babası bildiği Homero aslında babası değildir. Clarice’in hayata karşı güçlü ve sevgi dolu duruşu, Rosa’nın kadınlığa, hayata ve annesine bakışını tamamen değiştirecektir.