Simge Almanya’da doğmuş büyümüş ve Gaziantep’i hiç görmemiş genç bir kızdır. Babası Gaziantepli annesi Alman vatandaşıdır, yani yabancıdır. Babası genç yaşlarda Almanya’ya gitmiş annesiyle tanışmış ve evlenmiştir. Simge’nin dedesi oğlunu bir Gaziantepli ile evlenmediği için hiç affetmemiştir ve yıllarca Simge ne dedesini ne de Gaziantep’i görebilmiştir. Bir kaza sonucu ailesini kaybeden Simge uzun bir süre tek başına yaşamıştır.

Simgenin dedesi Gaziantep’te tek başına yaşamaktadır ve artık ölüm döşeğindedir. Yaşayan tek varisi Simge’ye Gaziantepli biriyle evlenme şartı karşılığında mirasının tamamını bırakma kararı alır ve ölüm döşeğindeyken Simge’yi Gaziantep’e davet eder.

Simge bu daveti aldığında ilk başta korkar. Hiç görmediği bir şehre gitmek onu korkutur. Gaziantep’i bir köy gibi hayal eder ancak geldiğinde bakar ki gelişmiş bir şehirdir ve şehri sever, zamanla da şehre hayran olur.

Hayri, Simge’nin dedesinin yıllardır hizmetlisi olan Ümmühan’ın oğludur. Uzun yıllar tek yaşayan Simge’nin dedesine Hayri’nin annesi bakmıştır, o bakımdan Hayri ve ailesi Simge’nin dedesi için çok değerlidir. Hayri ve ailesi Gaziantep’e gelen Simge’yi ağırlamak ve misafir etme görevini üstlenir. Zaman içerisinde Simge’ye ilgi duyar ve aşık olur.

Hanifi küçük yaşta anne ve babasını kaybetmiş bir yetimdir. Hanifi’yi Hayri’nin annesi Ümmühan büyütmüştür. Hanifi küçük esnaf olmasına rağmen saflığı ve işi bilmemesinden dolayı sürekli bir yerlere borçlanır, Hayri’nin ise Hanifi’nin borçlarından dolayı sürekli başı belaya girer ve en sonunda borcu için mafya Simge’yi kaçırır. Uzun bir uğraştan sonra Simge kurtarılır kendini kurtaran Hayri’ye Simge de aşık olur.

Ümmühan, Gaziantep kültürüne hakim olmayan bir gelini almak istemez, evlenmeleri için Simge’nin Gaziantep kültürünü iyice öğrenmesini şart koşar. Simge’ye Gaziantep kültürünü, yemeklerini, adetlerini öğretmeye çalışırlar. Simge istenilen kıvama geldiklerinde Ümmühan’ı ikna eder.