Açıklama
İlkbahar 1915. Anadolu’nun bir kasabasında farklı bir hareketlilik göze çarpar. Hasan ile amcasının oğlu Yusuf, kasabanın en güzel kızı Elif’’e aşıktır. Elif ise birisinden hoşlanmaktadır, ama kimi sevdiğini belli etmez. O sırada eli silah tutan herkes Çanakkale Cephesi’ne çağrılır. Yusuf cepheye gitmeden önce Hasan’dan önce davranarak Elif’e aşkını ilan eder ve Hasan’ın başka bir kızı sevdiğini yalanını söyler. Yusuf bu sırada Elif’in Hasan’a vermek için işlediği Kekik kokulu mendili gizlice alır.
Yusuf ve Hasan diğer gönüllülerle birlikte cepheye gitmek için yola çıkarlar. Gönüllüler cepheye yaklaştıkların sırada bir başka sevdanın ateşi ile yanan İstanbullu Eftal ile birlikte keşfe çıkan hemşerileri Karagöz Oynatıcısı Rüstem Çavuş ile karşılaşır. Fakat mutlulukları kısa sürecek; uğradıkları bir Anzak saldırısında gönüllülerin çoğu ölecek Hasan, Yusuf, Çopur, Rüstem Çavuş ve İstanbullu Eftal; Anzak birliğindeki esir kampına götürülecektir.
Yüzbaşı Ferederick’in komuta ettiği Anzak kampında Yeni Zelandalı Ressam Cyril; bir zamanlar ailesiyle Anadolu’da yaşayan Fransız ve Hemşire Béatrice kampın sakinleri arasındadır. Türk İstihbarat Subayı Yüzbaşı Adnan’nın kampa dahil olması ile birlikte Hasan ve Yusuf; savaşın kaderini belirleyecek zor bir görev üstleneceklerdir.
Savaş bütün güzellikleri yok etmektedir.
“Seni vatan gibi, vatanı da seni sevdiğim gibi sevdim,” diyenlerin hikâyesi…